31 Mayıs 2008

GECİKMİŞ BİR MİM BORCU


Bu aralar hem evde hem de işimde yoğunum... Benim işim muhasebe, işimi severek yapıyorum ancak son zamanlarda o kadar çok mevzuat değişikliği oldu ki artık nerden bulaştım dedirtiyor bana... Bazen arkadaşlarıma da "Bir daha dünyaya gelirsem ve siz de beni görürseniz beni uyarın muhasebeci olmayım" diyorum :)



İşin esprisi bir yana sevmeden yapılamayacak mesleklerdendir muhasebe... Ben de sevdiğime göre artık geri dönüşü yok. Ellbette her mesleğin kendince zorlukları vardır. Bence en çok mesleğini geliştirmek ve gündemi takip etmek zorunda kalan meslek grubunun başında doktorlarımız gelir, ikinci sırayı hukukçulara verirsek üçüncü sırada da muhasebeciler olmalı diye düşünüyorum...



Şirin mi şirin, tatlı mı tatlı blogcu arkadaşım, tanımaktan çok mutlu olduğum Maksat Muhabbet Olsun-Pınar'cığım nam-ı diğer Tombuk beni mimlemiş. Epeyce zaman geçti cevap vermek için ama durumum ortada taşınma telaşı, iş yoğunluğu vs. bir türlü zaman bulup yazamadım...


Mim konumuz okuduğumuz, okumakta olduğumuz ve okumayı planladığımız kitaplar...



Kitap okuma sevdası ilkokulda Cin Ali serisiyle başladı :) Hala Cin Ali serisi bende mevcuttur. Bir arkadaşım hediye etmişti beş-altı yıl önce ve çocukluğumun hatırası olarak saklıyorum. Çok severdim o zamanlarda Cin Ali kitapları okumaya. Sonrasında ilkokul ikinci sınıfa giderken okulumuzun düzenlediği bir resim yarışmasında üçüncü olunca bana ödül olarak Yalvaç Ural'ın bir şiir kitabı hediye edildi... Bu kitapla birlikte okuma sevgisi bende giderek yer etmeye başladı...



Hayatımın her döneminde kitaplar oldu. Kitapsız bir hayat düşünemiyorum. Son zamanlarda yoğunluktan dolayı okuyamıyorum ama eksikliği çok fazla hissediyorum...


**
Önce severek okuduğum bazı kitaplarımı sayayım.

**
Ayşe Kulin'den Sevdalinka, Füreyya, Nefes Nefese,
Zülfü Livaneli'den Mutluluk, Leyla'nın Evi,
Ziya Elitez'in düzenlediği Mevlana'dan Altın Öğütler,
Orhan Pamuk-Kar
Turgut Özakman'ın Çılgın Türkler'i
Rahmetli Babamın kitaplarından Aziz Nesin'den Zübük, Yüz Liraya Bir Deli, Şimdiki Çocuklar Harika...


**
Şiir kitaplarımdan bazıları ise


Özdemir Asaf'dan Yalnızlık Paylaşılmaz,
Yaşar Kemal'den Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana,
Hayyam Şiirleri


**
Yabancı Yazarlardan Okuduklarım

**
Milan Kundera- Var Olmanın Dayanılmaz Hafifliği,
Rhonda Byme-Secret,
Maeve Binchy- İtalyanca Aşk Başkadır, Yalnız Kadınlar Sokağı, Bir Dilek Tut Benim İçin,
Robin Sharma- Ferrasini Satan Bilge, Koza Kelebeği Bilmez,
Kathleen Mcgowan- Beklenen,(Son Okuduğum Kitap)


**
Okumakta olduğum kitabım yok çünkü yukarıda bahsettiğim gibi yoğunum, taşınma telaşı bitince hemen bir kitap alacağım....


**
Okumayı planladığım kitapların başında Elif Şafak-Siyah Süt, Turgut Özakman-Diriliş, Ayşe Kulin-Veda ve mesleki kitaplarım tabi ki onları unutmamak lazım; Vergi Mevzuatı, Uluslararası Raporlama Standartı,


**
Pınarcığım geciktiğimi biliyorum ama mazeretim var :) Kitaplarımın hepsi kutulandığı için kitaplarımdan görüntü veremiyorum... Ben de kimi mimlesem diye düşündüm ve aramıza yeni katılan ve bloğunda lezzetli yemeklerinin yanı sıra ilginç hikayeler de paylaşan aynı zamanda meslektaşım Derya'yı mimliyorum tabi kabul ederse... (Yazımın fotoğrafsız olmasını istemedim ve yine annemin çok sevdiği Yılbaşı Çiçeğinden bir görüntü)


Ve Mevlana'dan Altın Öğütler
  • Sen fikirden ve düşünceden ibaretsin. Senin varligin bunlardandır.Geri kalan sinir ve kemiktir ki onlar hayvanlarda da vardır.
  • Ne kadar bilirsen bil, soylediklerin karsindakinin anlayabildigi kadardir.
  • Kimde bir güzellik varsa, bilsin ki ödünçtür.
  • Keskin kılıç yumuşak ipeği kesmez.
  • Gülün dikene katlanması onu güzel kokulu yaptı.
  • Bu dünya bir ağaca benzer; biz de bu ağaçta yarı ham, yarı olmuş meyveler gibiyiz.
  • Kitaplardan önce kendimizi okumaya çalışalım.


Herkese bol kitaplı günler... Sevgiyle...

23 Mayıs 2008

PEYNİRLİ KIRMIZI BİBERLER

Bu biberleri geçenlerde sevgili abiciğimin doğum gününde yapmıştım. Akşam yemeğinde ona küçük bir süpriz hazırlayıp yakın 2 arkadaşımızı ve abimin nişanlısını çağırdık. Annemin harika yemeklerinin yanına ben de bu biberleri yapıverdim. Bu biberleri yemeğe gelen Oyacığım da çok sever. Oyacığım yakında beni teyze yapıcak :)
Hepimizin sık sık yaptığı bir tarif... Bu da benden olsun dedim...


Akşam eve dönerken hemen bir şişe konserve biber aldım. Büyüklüklerine göre iki veya üçe böldüğüm biberlerin içine bir kapta ezdiğim beyaz peynir, kekik ve kırmızı pul biberli karışımdan birer tatlı kaşığı koyarak sardım ve bir kısmını açılmamaları için yeşil soğanlarla bağladım. Bir kısmını dedim çünkü aceleden hepsini bağlamaya vaktim kalmadı. Ama bağlayamadıklarımda da sorun çıkmadı, açılmadılar... Soğanları sıcak sudan geçirip bağlaması daha kolay oluyor. Misafir sofralarına çok yakışıyor...

Siz ne dersiniz???

17 Mayıs 2008

PORTAKAL REÇELİ


Artık yaz meyvelerinden reçel yapıyoruz ama annemin portakal reçelini ben çok severim. Gerçi portakal reçeli diyorum ama içinde portakalın yanı sıra limon ve greyfurt da var.

***** ***** *****
Artık incir reçeli, çilek reçeli yapma vakti gelmişken portakal reçeli nerden çıktı diyeceksiniz ama reçel yapılalı epeyce oldu. Arşivimde bulunmasına adına eklemek istedim...
***** ***** *****
Reçelimiz için
5 Adet orta boy portakal,
2 Adet greyfurt,
1 veya 2 Adet limon,
Şeker miktarı ise annemin pratik ölçüsüyle. (Meyveleri doğradıktan sonra bir kaba koyun. O kabın yarım ölçü fazlası kadar. Yani İki kap meyve çıkarsa 2.5 kap şeker)
***** ***** *****
Portakal, greyfurt ve limonları iyice yıkadıktan sonra kabukları rendenin ince kısmıyla rendelenir. Çok fazla derine inmenize gerek yok. Greyfurt kabuğu haricinde diğer kabukların rendesini atmayın kek ve kurabiyelerde değerlendirmek üzere buzdolabı poşetlerine koyup buzluğa kaldırabilirsiniz.
***** ***** *****
Meyveler bütün halde iken su dolu büyükce bir tencereye alıp 1.5 yemek kaşığı tuz ekleyerek 2-3 saat bekletin. Sonrasında 3 gün boyunca suyunu sık sık değiştirin. 3. günün sonunda sudan alarak hafifce sularını sıkın. Ortadan ikiye bölüp çekirdeklerini çıkartarak eşit boyda doğrayın.
***** ***** *****
Meyveleri ölçerek tencereye alın. Üzerine meyvelerin 1.5 katı fazla şeker ve 1 çay bardağı su ekleyerek kısık ateşte kıvamını alana kadar yaklaşık 25-30 dakika kaynatın. Soğuduktan sonra kavonozlara alıp afiyetle yiyebilirsiniz.

Sevgili Yıldız'ın düzenlediği Mandalina ve Portakallı Tarifler Etkinliğine işlerin yoğunluğu nedeniyle hazırlanamadım, arşivdeki eski tarifler ile katılmamı uygun gören Yıldız'a kolaylıklar diliyorum. Sevgiler Yıldız.

14 Mayıs 2008

KROKANLI TATLI


Uzuuuun zamandır arşivde sessizce sırasını bekleyen krokanlı tatlıyı paylaşmak istiyorum. Çok hafif ve lezzetli olduğunu ilk başta belirteyim.


Malzemelerimiz çok kolay:


Tabanı İçin
  • 1 Paket Eti Burçak Bisküvi
  • 1 Fincan süt

Puding İçin
  • 2 yemek kaşığı nişasta
  • 2 yemek kaşığı un
  • 1lt süt (Pınar)
  • 5 yemek kaşığı toz şeker
  • İnmeye yakın 50gr tereyağı
  • Üzerine 1.5 Su Bardağı Fındık Krokan

Bisküvileri elimizle yada mutfak robotunda parçalayalım. 1 fincan sütle ıslatarak kelepçeli kalıbımızın tabanına döşeyelim.

Diğer tarafta tencereye aldığımız puding malzemelerimizi karıştırarak koyulaşıncaya kadar pişirelim. İnmesine yakın arzu edersiniz tereyağını da ekleyelim ve kabuklanmaması için karıştırarak soğutalım. Bisküvileri sütle ıslattığımız için pudingimizi ılıdıktan sonra üzerine yayalım. Aslında ben burda kullanmadım ama damla sakızı bu tatlıya çok yakışıyor. Eğer varsa ve tadını seviyorsanız pudingimiz pişerken dövülmüş damla sakızı da ekleyebilirsiniz.

Ve final zamanı 1.5 su bardağı ufalanmış fındık krokanı pudingimizin üzerine serperek süsleyelim. Dolapta 2-3 saat dinlendirdikten sonra tatlımız servise hazırdır.

Aslında fındık krokanın tarifini ayrıca verecektim ama Sevgili Burçin sayfasında çok güzel tarif etmiş. Tarif için sizi Burçin'e yönlendiriyorum. İlerleyen zamanlarda tekrar krokan yaparsam arşivimde bulunması adına ekleme yaparım...



Denemek isteyen herkese şimdiden afiyetler olsun...

Bu güzel çiçek de annemin gözü gibi baktığı ismini bilmediğimiz çiçeği :)) Yaprakları Afrika menekşesini andırır gibi tüylü ama çiçeklerinin Afrika menekşesiyle alakası yok. Yılın bu zamanlarında açıyor. Ve bizleri görüntüsüyle mest ediyor....

10 Mayıs 2008

CANIM ANNEME


Canım Anneciğimin ve Tüm Annelerimizin Bu En Güzel Günü Kutlu Olsun...

5 Mayıs 2008

MEYVELİ TART

Kuzenim Amerika'ya gidiyor bu hafta sonu... Hep birlikte yenilen güzel bir akşam yemeği üzerine bende meyveli tart yaptım... Tarifi akşama...


Eveeeettt akşam olmuş tarif zamanı gelmiş bile...
Aslında tarifede gerek yok bildiğiniz tart hamurunun üzerine klasik pastacı kreması (limon aromalı ve beyaz çikolata katkılı) onun üzerine de arzu edilen mevsim meyveleri...

Tart hamurunun mümkünse 1 gece dolapta bekletilmesi tavsiye ediliyor, ancak ben sadece 1 saat bekletebildim fazla vaktim yoktu.


Buzdolabında çıkartdıktan sonra kullandığımız kalıba uygun boyda merdane ile açarak elimizle kalıba yerleştiriyoruz.

Kabarmaması için çatalla delikler açtım ve üzerine 3-4 adet kabuklu ceviz koydum (Bir avuç kuru nohut da konulabilir). Bu arada fırından çıkan cevizlerin tadı harikaydı söylemeden geçemeyeceğim :))



Tartımız pişerken kremasını hazırladım ve ılınmasını beklerken de meyveleri doğradım. Ilıyan kremayı tartın üzerine yayıp meyveleri dizdikten sonra kararmamaları için bir miktar jöleyi fırça yardımıyla üzerlerine sürdüm...

Veeee afiyetle yenildi...