28 Kasım 2007

ELMALI TURTA

Esra'nın aramızdan ani ayrılışı hepimizi çok üzdü. Bir çok arkadaşım gibi benim de elim yeni tarif vermeye gitmedi. Arkadaşları dolaşıp neler yaptıklarına bakmak içimden gelmedi. Ara ara Büyüleyen Mutfağa gittim; eski yazılarını okudum. Ama herşeye rağmen hayat devam ediyor. Esra şimdi en güvenli ellerde. Mekanı cennet olsun. Nur içinde yatsın.

Gelecek tariflere ekleyip beklettiğim Elmalı Tartı yazayım artık. Ay sonlarında ve başlarında işlerim çok yoğun oluyor, o yoğunluğa bir girersem en az bir hafta daha beklemek zorunda kalacakdı.


ELMALI TART

Tart Hamuru İçin
* 2 Yumurta
* 1 Çay Bardağı Yoğurt
* 1 Çay Bardağından biraz az sıvıyağ
* 1 Çay Kaşığı kabartma tozu
* 1 Çay Bardağı toz şeker
* Aldığı Kadar Un (Bu tabiri sevmesemde bazen kullanmak gerekiyor işte)

Üzeri İçin
* 3 Adet Orta boy Elma
* 1 Tatlı Kaşığı Tarçın
* 2 Yemek kaşığı toz şeker
* Bir miktar çekilmiş ceviz içi
Öncelikle bütün malzemeler karıştırılarak yumuşak ele yapışmayan bir hamur elde edinceye kadar un ekleyerek tart hamuru hazırlanır. Hamurdan küçük bir parçasını ayırıp buzlukda donduruyoruz. Kalan hamurumuzu orta boy tepsi veya tart kalıbına elimizle bastırarak yayıyoruz. (Benim kullandığım orta boy bir tepsiydi küçük tart kalıplarıyla yapılanlar bizim eve yetmiyor :) ) Diğer yandan üzeri için elmaları rendeleyip, şekerini katarak suyunu çekene kadar pişirip ocaktan alınca tarçınını ve ceviz içini ekliyoruz. Elmalar ılıyınca hamurumuzun üzerine yayıp buzlukta dondurduğumuz hamuru rendeleyerek önceden ısıtılmış fırında 20-25 dakika pişiriyoruz. Fırından çıktığında pudra şekeri dökerek servis yapabilirsiniz. Ben yanında yine fırında pişirdiğim sigara börekleriyle servis yaptım. Elmalı pasta, elmalı tart hiç farketmez elmalı tadları seviyorum ben. Eğer sizde seviyorsanız buyrun deneyin. Afiyet olsuuuuuunnnn...

23 Kasım 2007

ŞOKTAYIM

Hepimizin çok sevdiği blogcu arkadaşımız, Büyüleyen Mutfak Blogunun sahibesi Sevgili Esra bugün sabah aramızdan ayrıldı. Daha dün kendi sayfasında beni merak etmeyin derken bizleri çok üzdü. Böyle bir anda insan ne diyeceğini bilemiyor. Sevgili Esra her ne kadar seni tanımasamda sıcaklığını yakınlığını sevecenliğini hissedebiliyordum. Bu sana yakışmadı Esra . Mekanın cennet olsun. Allah rahmet eylesin. Ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.

Sevgili Esramız için taziye defteri açıldı. Adresi burada

http://esranintaziyedefteri.blogspot.com/

20 Kasım 2007

RENKLI PUDING

Renkli Puding yapmak istermisiniz. Cevabınız evetse işte buyrun. Tarifimiz burda. Bu pudingi Kaynana Çatlatan Tarifler etkinliği için hazırladım. Gerçi ortada çatlayacak bir kaynana yok ama olsun. Gelecekteki kayınvalideme ithaf olunur. Çatlasın Kaynanalar...

Hazırlaması çok kolay sunumu, görüntüsü hoş bir lezzet oldu.
Renkli pudingimiz için gerekli malzemeler
* 3 Çay Bardağı Mısır Nişastası
* 3 Çay Bardağı Toz Şeker
* 6 Çay Bardağı Süt (Beyaz Katı İçin)
* 2 Çay Bardağı Portakal Suyu + 4 Çay Bardağı su (Portakallı Katı İçin)
* 2 Çay Bardağı Vişne suyu + 4 Çay Bardağı su (Vişneli Katı İçin)
* 1 Paket Portakal Kremalı Bisküvi
* 1 Çay Bardağı Çekilmiş Ceviz ve Fındık İçi Karışımı
(Renklendirme için arzu ettiğiniz meyve suyunu kullanabilirsiniz. )

Yapacağınız renk sırasına göre tencereye 1 Çay bardağı mısır nişastasını, 1 çay bardağı toz şekeri ve toplamda 6 çay bardağı sıvımızı ekledim. Ben önce Portakaldan başladım. Portakalın kabuğunu da rendeleyerek biraz koku vermesini sağladım. Orta dereceli ateşte karıştırarak koyulaşana kadar pişirdim. İlk katı Dikdörtgen borcama döktüm. Üzerine mutfak robotunda ufaladığım kremalı bisküviden ve ceviz-fındık içi karışımından döktüm. İkinci aşama için beyaz rengi seçtim. 6 çay bardağı süt, 1 çay bardağı mısır nişastası ve 1 çay bardağı şekeri pişirdim. Portakallı katın üzerine döktüm. Araya tekrar bisküvi, ceviz-fındık içi döktüm. Ve son aşama içinde 2 Çay bardağı Vişne suyu + 4 çay bardağı su karışımını kalan 1 çay bardağı nişasta ve 1 çay bardağı şekerle buluşturdum. Yapması üç aşamalı da olsa çok kolay ve pratik bir tarif. Ben de zaten son günlerde sürekli pratik tariflerden gidiyorum. Pudingi dikdörtgen borcama döküp dilimleyerek servis yaptım. Alternatif sunum önerisi olarak da bir tanesini bardağa döktüm. Yanında benim çok sevdiğim rulokatlarla servis yaptım. Ne dersiniz kaynanam çatlar mı :)
Sevgili Lale'ye de böylesine eğlenceli bir konu seçtiği için teşekkür ediyor etkinliğinde başarılar diliyorum.

18 Kasım 2007

PATATES KROKET

Kış hazırlıklarından bu kadar görüntü yeter. Artık yeni tarif zamanıdır. Patates Kroket ya da Patates Köftesiyle karşınızdayım.


Et veya tavuk yemeklerinin yanına çok yakışan bir garnitür oldu.


* 4 Adet orta boy haşlanmış patates
* 1 adet yumurta
* 2 Yemek kaşığı galeta unu içine
* 3 Yemek kaşığı galeta unu dışına
* 2 Yemek kaşığı un
* Kızartmak için sıvıyağ
* Tuz, karabiber


Patatesleri haşlayıp kabuklarını soyduktan sonra ezerek püre haline getiriyoruz. 2 yemek kaşığı galeta ununu,bir yumurtanın sarısını( akını dışında kullanacağız), tuzunu ve karabiberini ekledikten sonra elimizle yoğurarak şekil veriyoruz. Önce yumurta akına sonra una ve galeta ununa batırarak sıvıyağ eklediğimiz teflon tavada kızartarak servise hazır hale getiriyoruz.

Hazırlaması da çok kısa sürüyor. Acil durumlar için ya da akşam 5 çaylarında gayet güzel bir alternatif olabilir.
Deneyenlere şimdiden afiyet olsun.

14 Kasım 2007

YE#28 KIŞ HAZIRLIKLARI

Kış hazırlıkları etkinliğinde sevgili Mahzun Prensese kolaylıklar diyerek ben de mutfağımızdaki kışlıklarımızdan bazılarına yer vermek istedim. Aslında her evde her mutfakda yapılan hazırlıklar bunlar. Yapım aşamaları bazen zahmetli olsa da evde hazırlanmasının verdiği iç rahatlığıyla daha bir lezzetli gelir bunlar bana.

Paylaşacak o kadar çok hazırlık var ki ama hepsine burda yer vermek biraz zor. Bizim mutfağımızdan tarhana hiç eksik olmaz. Geçen yıldan epeyce tarhana kaldığı için bu yıl annem tarhana yapmadı . Teyzemler yaptı sağolsunlar bize de verince kışı geçirecek tarhanamız oldu.

Bizim hazırladıklarımız arasında domates ve biber salçası, konserve şeftali kompostosu- vişne kompostosu, kurutulmuş biber-patlıcan ve tabiki turşu var. Daha iki gün önce de annem konserve domates sosu yaptı ama onu resimleyemedim.

Biz patlıcanları hem dolmalık olarak hem de dilimleyerek yemeklik olarak kuruturuz. Bulgur, soğan ve kıymayla kurutulmuş patlıcanın yemeği çok güzel olur. Üzerine de sarımsaklı yoğurt dökerek yenir.
Yandaki resimde de turşu ve konserve kompostoluklar var. Şeftali ve Vişne kompostoları.
Burda da tarhana ve biber salçası var. Soğuk kış günlerinde sıcacık bir tabak tarhana ne güzel gider değil mi. Sevgili Mahzun Prenses etkinlikde sana tekrar kolaylıklar diliyorum.


Ayrıca Aralık ayında da bana bekliyorum sizleri. Zeytinyağlı yemeklerinizi hazırlamaya başlayın. Görüşmek üzere hoşcakalın.

5 Kasım 2007

YE#29

Merhaba Yemek Dostları,
Aralık Ayı Yemek etkinliğini düzenlemek bir tesadüf sonucu bana kısmet oldu. Etkinlik kuralarının daha önceden belirlendiğini biliyorum, yeni evsahibi alımının da bir süreliğine kapatıldığını biliyorum. Bütün bunları bilirken acaba bana ne zaman bir etkinlik düzenlemek kısmet olur diye düşünmekten kendimi alamazken bir baktım Aralık ayını düzenleyecek arkadaşımız etkinliği düzenleyecemeyeceğini bildirmiş. Uzun lafın kısası o arkadaşımız Aralık ayını boşaltınca ben de onun yerini alıverdim. Bu arada etkinliği kim düzenleyecekti onu da bilmiyorum. Burdan o arkadaşımıza sevgilerimi gönderiyorum etkinliği düzenleyemese de katılarak kendisini tanımak istiyorum (ama kimbilir belki de tanıdığım biridir?).
Etkinlik konumuzu zeytinyağlı yemekler olarak belirledim. Daha önce yapılan etkinlikleri de inceleyince konu bulmakta biraz zorlandım. Bu yüzden logo belirlemek de biraz gecikti.
Sizlere mutfağımızın vazgeçilmezi zeytinyağı hakkında internette yaptığım araştırmalardan biraz bilgi vermek istiyorum. Aslında bunları hepimiz biliyoruz. Ama etkinlik vesilesi ile hatırlayalım istedim.

Türk mutfağında zeytinyağı... Zeytinin Akdeniz'deki tarihi çok eski dönemlere dayanır. Akdeniz topraklarında yetişen verimli zeytin ağaçları bu bölge ülkelerinin yaşam tarzlarını yoğun olarak etkilemiştir. Özellikle Roma İmparatorluğu döneminde zeytinyağı ticareti tüm Akdeniz'i içine alan bir yapıya sahip olmuştur.

Zeytinyağı günümüzde özellikle Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde yoğun olarak kullanılır. Ege yöresinde sabah kahvaltılarının vazgeçilmezlerinden zeytinyağı günümüzde Türkiye'nin birçok bölgesinde üretiliyor. Zeytinyağlı yemekler, dünyada "soğuk başlangıç yemekleri" olarak kabul edilse de, Türk mutfağında zeytinyağlılar başlangıç yemeği sayılmaz. Bizde zeytinyağlılar ana yemek kategorisinde kabul edilir. Özellikle sıcak yaz günlerinin vazgeçilmezlerinden olan zeytinyağlı yemekler, dünyada ‘zeytinyağlılar' kavramının kullanıldığı tek ülkenin Türkiye olmasını sağlamaktadır

Türkler, Anadolu'yu Doğu Roma İmparatorluğu'ndan devralırken, Romalılar'ın zeytinyağı kültürünü korudular, korumanın da ötesinde zenginleştirdiler. Anadolu'daki kültürler mozayiği Osmanlı potasında eridi ve ortak bir Anadolu kültürü oluştu. Zeytinyağlı yemeklerin Osmanlı mutfağında daima çok özel bir yeri oldu. Zeytinyağıyla yapılan yemekler, Osmanlı döneminde şehirden köylere kadar yaygınlaştı. Osmanlı mutfağı, bugünkü yemek kültürümüzün de temelini oluşturdu. Türkiye'de zeytinyağı deyince hayali bir Samsun-İskenderun hattından söz edilir. Buna göre zeytinyağlı yemekler, en çok bu hattın batısında kalan bölgede yoğun bir şekilde yapılır. Zeytin ağaçlarının buralarda yetişmesi de, bunun bir göstergesidir. Bu durumun tek istisnası Gaziantep ve çevresidir. Bu bölgede zeytinyağı üretilir ve birçok zeytinyağlı yemek severek yenir. Ege kıyılarına baktığımızda ise, bölge insanının zeytinyağıyla birlikteliğinin sabah kahvaltısında başladığını görürüz. Sabahları sofraya bir çanak zeytinyağı getirilir, üzerine kekik ve kırmızı biber ekilir ve kızarmış ekmek banılarak yenir. Diğer bölgelerde ise zeytin, kahvaltı sofrasının değişmez yiyeceklerindendir. Zeytinyağlı yemekler, dünyada "soğuk başlangıç yemekleri" kategorisinde değerlendirilse de, bu sınıflandırmanın Türk mutfağı için tam doğru olduğu söylenemez. Çünkü zeytinyağlıları yemeğin başında ve az miktarda yemek, bizlerin yemek alışkanlıklarına uymaz. Türkiye'de zeytinyağlılar, ana yemekler arasında kabul edilir. Yüzyıllardır, sıcak yaz günlerinde hafif ve serin bir yemek yemek için zeytinyağlılar tercih edilir. Dediğimiz gibi, ülkemizde zeytinyağı en yoğun olarak Ege kıyılarında tüketilir. Dolayısıyla Ege insanının zeytinyağının kullanımı konusunda uzman olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Biraz da zeytinyağının faydalarına göz atalım.
Doğanın insan oğluna armağan ettiği en değerli besinlerden birisidir zeytinyağı. Bu mucizevi yağın sağlık açısından sunduğu nimetler saymakla bitmez . Çocukluktan yaşlılığa yaşamımızın her döneminde zeytinyağı sağlığımızı bir çok açıdan olumlu yönde etkiler. Zeytinyağı kalp ve damar hastalıklarında temel risk faktörü olan kolesterolü azaltarak damar tıkanıklıklarını önler. Zeytinyağı kolesterol içermez. İnsan bünyesinde kandaki kolesterol seviyesini düşürür, kötü huylu kolesterolü azaltırken, iyi huylu kolesterole dokunmaz. Halbuki diğer bitkisel sıvı yemeklik yağlar kolesterol seviyesini düşürürken kötü kolesterol ile birlikte iyi kolesterolü de düşürür. Bu durum zeytinyağı lehine büyük bir avantajdır. Sıcak ve soğuk tüketildiğinde mide asitliğini azaltarak gastrit veya ülsere karşı koruyucu bir rol oynar. Safra taşı riskini azaltır ve taşların erimesine yardımcı olur. Kemik ve dişlerin gelişmesini hücre ve dokuların yenilenmesini sağlar, yaşlanmayı geciktirir. Bebek bekleyen ve emziren annelerin beslenmesinde en uygun yağdır. Zengin antioksidan içeriğinden dolayı yaşlılarda ve bebeklerde beyin ve sinir sisteminin gelişme ve yenilenmesinde oldukça önemli rol oynar. A, D ve E vitaminlerince zengindir. Zeytinyağı, hazmolma derecesi en yüksek yağlardan biridir. Antioksidan maddeler içermesi nedeni ile diğer yağlara göre yüksek sıcaklıklarda bile daha dayanıklıdır ve bu özelliğine bağlı olarak kızartmalarda kullanılabilecek en sağlıklı yağdır. Zeytinyağları, bileşimi nedeniyle derin yağda kızartmalarda diğer bitkisel sıvı yağlardan çok daha fazla defa ve süre bozulmadan kullanılabilir. Zeytinyağı, ekmek, pasta, kek, bisküvi vb gibi fırında pişen mamullere lezzet verir, bu tip gıdaların kurumasını önler.

Bütün bunlar zeytinyağını mutfağımızdan eksik etmemek ve her yemeğimizde kullanmak için yeterli değil mi? Evet ne duruyoruz haydi mutfağa.... Eminim birbirinden lezzetli, birbirinden sağlıklı zeytinyağlı yemekler vardır sizlerde. Etkinliğimize herkesi bekliyorum. Tariflerinizi
sicakpaylasimlar@gmail.com adresine nerden katıldığınızı ve blog adınızı belirterek resimlerinizle
15 Aralık 2007 tarihine kadar gönderdiğiniz takdirde burada yer vereceğim. Sıcacık Paylaşımlarda görüşmek üzere hoşcakalın sevgiyle kalın.

NOT: Bilgi Alınan Kaynaklar
http://web.netbul.com/yemek/detay.asp?ID=47
http://www.denizce.com/zeytinyag.asp
http://www.zae.gov.tr/zeytinyagi/5.asp

EK NOT DÜZELTME: Etkinlik kodunu ekledim. Düzgün çalışıyor. Sevgilerimle
EK NOT 2: LOGONUN SİTELERDE DÜZGÜN GÖZÜKMEMESİNDEN DOLAYI YENİ LOGO DÜZENLEDİK. SEVGİLİ YASEMİN'İN DESTEĞİYLE YENİ LOGOYU EKLEDİM İLGİLENEN ARKADAŞLARA DUYURULUR.

2 Kasım 2007

SEBZELI MERCIMEK CORBASI

Soğuk kış günlerine adım attık. Yine çorbayla devam etmeye ne dersiniz. Sebzeli mercimek çorbası yaptım geçenlerde. Aslında sadece kırmızı mercimekle yola çıkmıştım bir baktım içine evde bulduğum bütün sebzeleri atmışım :) Hem lezzetli hem de bol vitaminli bir çorba oldu.


İşte malzemelerimiz:
1 Su Bardağı Kırmızı Mercimek, 1/4 Su Bardağı Pirinç, 1 Orta boy Patates, 1 Orta Boy Havuç, 1 Orta Boy Soğan, 7-8 Adet Taze Fasulye, Biraz Ispanak, 4 Yemek Kaşığı Sıvıyağ, Tuz, karabiber, pulbiber, nane
Mercimek ve pirinci haşladım. Diğer sebzeleri temizledikten sonra havuç ve patatesi küp küp doğradım. Hepsini düdüklü tencerede 7-8 dakika haşladım. Soğanı doğrayıp 2 yemek kaşığı sıvıyağda kavurdum. Haşlanan sebzeleri kavrulmuş soğan, pirinç ve mercimekle buluşturup blenderda ezdim. Göz kararınca sıcak su ekleyerek biraz kaynamaya bıraktım. Tuzunu karabiberini de unutmayalım tabi. Ayrı bir tavada 2 yemek kaşığı sıvıyağda nane ve pulbiberini kavurup üzerine gezdirdim. Sebzeleri haşlarken içine yazın balkonumuzda yetişen acı biberden de 1 adet eklemiştim acılı olsun diye. Soğukların ve hastalıkların kapımızı çaldığı bu günlerde besleyici bol vitaminli bir çorba oldu. Hepinize sıcacık mutlu günler. Afiyet olsun.